- Iktidar beni fazla ilgilendirmiyor, isci sinifi iktidari bile olsa, demisti Ulku kizgin bir gununde.
Sonra, belki de tikanmis cinsel hayatlarina gonderme yaparak -ya da bu konudaki duyarliligi yuzunden Omer'e oyle gemisti-,
- Cinseliyle de siyasaliyla da iktidar erkeklerin sorunu. Onu kazanmak da kaybetmek de erkegi cirkinlestiriyor, diye eklemisti.
"Belki de hakki var. Biz erkekler de kedi gibiyiz. Kendi iktidar alanlarini biraktiklari kokuyla isaretleyen ve o alanin icine baska kedileri sokmayan hircin, kavgaci kediler gibi... O alanin disina ciktigimizda, ya da iktidar alanimizi kaybettigimizde cokuyoruz."
Yine de karisinin degerlendirmesinden incinmisti. "Giderek farkli diller mi konusmaya basladik yoksa ?"
Omer Ulas bu ulkeyi seviyordu. Bu ulkenin simgeledigi degerleri seviyordu. O degerlere inanmanin, o degerlerin egemen olmasi icin savasmanin hayatini anlamlandirdigini, kendinden memnun olmasini sagladigini biliyordu. O degerlere ulasmanin tek yolu ise siyasal iktidardi. Gerisi, gercekle ve hayatla iliskisi olmayan bir devrimci hayalden ibaretti. Ulku'nun sirtinda yumurta kufesi yoktu. Iktidar olgusu disinda bir devrim duslemekte, iktidari elestirmekte ozgurdu. Ama o bunu yapamazdi, dusunemezdi bile.
Moskova Nehri'nin kiyisinda, Kremlin'in yuzlerce yillik duvarlarinin altinda, kuzeyden gelen dondurucu ruzgara karsi duran karisina bakti. Basini omuzlari arasina cekmis, kollarini gogsunde kavusturmus soguktan korunmaya calisan kadin, karlarin ortasinda, dunyada yapayalniz gibi geldi birden. Aralarina nedenini tam bilemedigi oyle bir uzaklik girmisti ki, onu kucaklayip yalnizligindan kurtaramayacagini, icini isitamayacigini, burada tutamayacagini biliyordu.
- Burada mutlu oldugunu saniyordum canim, diye tekrarladi. Ama gercekten bu kadar istiyorsan, geri donebilmen icin basvuruda bulunurum. Bir sekilde hallederiz. Belki de haklisin, cocukla Bati'da daha rahat edebilirsin. Bir kere daha dusun. Seni kalmaya zorlayamam tabii.
Icinde keder, isyan, ofke degil, belli belirsiz bir huzun, bir de kendine bile itiraftan cekindigi bir ferahlama ve ozgurlesme duygusu vardi. "Evlilik, coluk cocuk benim hayatima uymaz" derdi gencliginde. Bunun toy devrimci delikanli raconu degil, gercegin ta kendisi oldugunu dusundu. "Rakip tanimayan, paylasilamayan seyler var: Ask ve iktidar gibi..."
Kucuk ve dikkatli adimlarla, birbirlerine degmemeye ve buzlu yollarda kaymamaya calisarak en yakin metro istasyonuna dogru yuruduler.
Oya Baydar
Sicak Kulleri Kaldi
Aucun commentaire:
Enregistrer un commentaire