/ / /
/ / /
Gece sokaklar bomboșken tek bașına yürümeyi severdi Liv. Mevsim kıș ise caddenin bitip kaldırmın bașladığı yerden usul usul akan yağmur suları
ona eșlik ederdi. Rüzgar
mı yoksa soğuğun ta kendisi mi olduğunu bilmedigi bir esinti yüzünü avuçlarının
içinde tutardı. Gündüz dükkanlardan, evlerden, sokak hayvanlarından ve
insanların teninden yayılan kokuları emmiș bir sis, sanki görünür olurdu.
Kentin sessizliğe ve ıssızlığa gömüldüğü
böyle anlarda aklına Kit’in kim olduğunu bilmediği gelirdi. Fakat son
zamanlarda buna Kit’den artık umudunu kestiği de eklenmiști. Dalgaları dinlemeye cağırınca
gelmiyor ; bilmedikleri apartmanlara girip anahtar deliklerinden daire
içlerini gözetlemekle ilgilenmiyor ; sahil yolundaki banklarda yalnız bașlarına denizi hüzünlü hüzünlü seyredenlerle
tanıșmak ve onlara neden
üzgün olduklarını sormak istemiyor ; bașka bir yüzyılda yașadıklarını hayal edip o doneme ait bir bașka kișinin rolüne bürünmeye yanașmıyor ; haritasız bu kentte nereye gideceklerini
bilmediklerinde, birini gözlerine kestirip onu gidecekleri yere varana kadar peși sıra takip etmeye varmıyordu. Peki ne
yapacaklardı o zaman birlikte ? Bu oyunlardan hiçbirini oynamak istemediği
gibi, kendisi yeni oyunlar da önermiyordu. Birlikte bașka ne yapabilirlerdi ?
Binnaz Bulut
Haritasız Kentler
Aucun commentaire:
Enregistrer un commentaire