vendredi 18 décembre 2015

Geceleri dedektiflik yapardık (Haritasız Kentler - 25)



Geceleri dedektiflik yapardık. Filmlerdeki gibi, karton bardaklardaki kahveleri dışarıda ağzımızdan dumanlar ҫıkararak iҫerdik. Arabanın iҫinde biz, dışarıda soğuk, pusuya yatardık. Bulmak istediğimiz adamlar cılız florasan ışığında, gri kapılı apartman girişlerinden ҫıkardı. Hızlı adımlarla arabalarına doğu yürürken bizi farketmeden önümüzden geҫerlerdi. Arabalarının motorunu ҫalıştırır ҫalıştırmaz takip başlardı. Bir kadın ve bir erkekten oluşan her gerҫek ekip gibi birbirimize aşıktık ama aşk diye bir şey yoktu. Şehir geceleri kararırdı. Her yer tamamen siyah olduğunda formların, düşüncelerin ve olayların sınırları daha belirginleşirdi. O zaman daha da kendimiz olurduk. Gerҫekle yalanı ayırdeder, inanların söylediklerinin inandıkları olmadığını varsayardık. Bazen ben Sherlock o Watson’dı, bazen de o Watson ben Sherlock. Bu şehrin haritası olmadığı iҫin nerede olduğumuzu hiҫ bilemez, sadece ne yaptığımızı bilmekle yetinirdik. Aynı anda konuşmaya başlayıp aynı anda sustuğumuz anlarda bile birbirimizi dinleyebilirdik. Soruları ise hep başkalarına sorardık, birbirimize asla.

Binnaz Bulut
Haritasız Kentler 


///


///





Cambdrigde 2014
photo by me


Aucun commentaire:

Enregistrer un commentaire