samedi 6 décembre 2014

Bu kadar ince ve kırılgan bir varlığın böylesine yıkılmaz oluşuna (Haritasız Kentler 17)





my drawing 
"Les enfants du siècle. Avec Juliette Binoche  et Benoît Magimel" 
30/10/2001



İsmini şehirdeki birҫok yön tabelasında gördüğüm bir park vardı, burası o park olmalıydı. Bu şehrin haritası olmadığı, parkın girişinde ismi yazmadığı iҫin bilemiyordum. Park ıssızdı. Bu pazar günü, üzerleri sararmış yapraklarla kaplanmış bahҫelerin arasında kıvrım kıvrım uzanan camur yollardan geҫen bir tek ben vardım sanki. Yaprakların sarısı öylesine canlı, soğuk hava öylesine aҫık ve güneşliydi ki baharın habercisinin yeşil yaparaklar değil, onlar olduğuna inanacaktım adeta. Sonbahar da bir bahar değil miydi… O halde yine bahar gelmişti, bu seneki baharların sonuncusu. Ağaҫ gövdeleri kalın, yaparaklar sık sıktı dallarda. Kyoto’da gezdiğim bambu ağaҫlarının gövdeleriyle tam bir tezatlık iҫindeydiler. Hayatımda bir bambu ağacına ilk dokunuşumda yaşadığım şoku hala hatırlarım. Yeşil, incecik, upuzun gövdeyi hafif bir kuvvetle biraz itsem, ağacın sallanacağını sanıp nasıl da yanılmıştım. Ağacı yerinden kıpırdatmak şöyle dursun, az kalsın el bileğimi burkuyordum. Bu kadar ince ve kırılgan bir varlığın böylesine yıkılmaz oluşuna ilk kez tanık olmuştum. 


Haritasız Kentler

Binnaz Bulut 

///



/// 

Aucun commentaire:

Enregistrer un commentaire