Dış cephesi
tahta, bahçeli evlerin içinden geçerek yürüyoruz. Asfaltin dar caddelerin birbirine bağlandığı yerde gece lambaları var. Yanıyorlar. Amerika gibi bir yer burası. Ellerin soğuk görünüyor. Mavi yağmurluğunun bittiği yerde sana ördüğüm mavi boyunluk başlıyor. Sana olan
sevgimin vucut bulmasi o. Sanki hep birileri soyut ve somutu birlikte
düşünmeye çalışıyor ama yapamıyor. Kimi somutu kimi de soyutu seviyor şu
hayatta. İkisinin arasında bir şey olsaydı birileri de onu severdi kesin. Sen
hangisini seviyorsun? Asıl merak ettiğim bu gece kalacağımız küçük kulübede
bana neler anlatacağın. Küçükken ağabeyinle oynadığınız oyunlar ve köyde
yaşayan anneannenin bir yılanı tek başına öldürmesi dışında hiçbir şey
anlatmadın bana kendine dair. Bunları anlatırken nasıl da gözlerin parlamıştı o
sabah, seni ilk kez bu kadar mutlu görüştüm. Somut bir mutluluk. Tek tük araba
geçiyor yanımızdan. Sessizler. Bizim gibi. Elin hala soğuk görünüyor. Kulübeyi
bulamama ihtimalimiz var bu akşam içinde kalacağımız, çünkü haritasız bir
kasaba burası. Yürüyoruz. Yanında yürürken beni düşünüyor musun?
Haritasız Kentler
Binnaz Bulut
photo credit: me
16 Temmuz 2016
Samos, Yunanistan
/////////////////////////////////////
/////////////////////////////////////