Göz kapaklarını devirdi. Bakışlarından ne
düşündüğü anlaşılsın istemiyordu. Liv gözlerini
görmese de ne hissettiğini
anlayabiliyordu Kit’in. Tanıyordu onu yıllardır. O her yıl ayrı bir karaktere
bürünürdü. Onu tanıması demek işte bunu bilmesi demekti. Kit kim olduğunu bilmiyordu,
o yüzden bunu yapması normaldi. Kim olduğunu anlayabilmek için her yıl başka
biri olmayı deniyordu. Bir yıl dansçı, bir yıl fotoğrafçı, bir yıl mühendis,
bir yıl kaptan, bir yıl yogi, diğer yıl kampçı olurdu. İstisnasız her yıl
başkası olurdu. Ama hiçbir zaman kendi olmazdı. Belki de olmak isterdi ama insanın
nasıl kendisi olabileceğini bilemediğinden yapamazdı bunu. « Hiç kimse »
de olmak istemediğinden birisi olmayı seçmek zorunda kalırdı. Kit bir gün
arabanın camına tıkladı. Düğmeye basınca cam yavaşça aralandı. « Liv,
kendin olabildiğine emin misin ? » diye sordu bana. « Bin arabaya,
dedim. Sorunu giderken cevaplayacağım ».
Binnaz Bulut
Haritasız Kentler
Ankara - 2016
/////////////////