Ankara
Abay Konanbay Sokagi
Subat 2018
Kayaliklarin oraya geldim. Deniz fenerine dogru yuruyorum. Burasi bir liman
kenti, haritasini ariyorum. Onumuz kis. Bu kis zor olacak. Duvarlari siyah,
yatak carsaflari beyaz, koltuklari hint yesili bir evde kaliyorum. Hint yesili
diye bir sey yok. Hic olmamis. Her gun ve her gece, tek basima kesfettigim
sehirler, adalar ve insan yuzleri arasinda oradan oraya savruluyorum. Her oturdugum koltugun yaninda minik yuvarlark sehbalar var. Uzerlerine kitaplar ustutuste siralanmis. Hicbiri beni bilmiyor. Seni bilmiyor.
Kayaliklarin oraya hic birlikte gitmedigimizi bilmiyorlar. Birilerinin
kafasini defalarca kayaliklara carpmak istiyorum. Her yer kan olsun ama
kafasinda tek bir siyrik bile olmasin. Sonra ayaga kalkip hicbir sey olmamis
gibi gitsin. Henuz bir haritasi olup olmadigini bile bilmedigim bu sehirden defolsun gitsin. Bir daha da karsima cikmasin. Martilar her zamanki gibi gururlu ve umursamaz. Gecmise dair hicbir sey
hatirlamiyorlar. Adini koyamiyorum hissettiklerimin
marti seslerinden. Her gun tam buradan bu sehre saatlerce bakmak istiyorum.
Binnaz Bulut
Haritasiz Kentler
///
///
There was a boy
Very strange enchanted boy
They say he wandered very far
Very far, over land and sea
A little shy and sad of eye
Very wise, very wise was he
And then one day
A magic day he passed my way
And while we spoke of many things
Fools and kings, this he said to me
"Greatest thing you could ever learn
Is just to love and be loved in return
To be loved in return"
And then one day
One magic day he passed my way
As we spoke of many things
Fools and kings, this he said to me
"Greatest thing you could ever learn
Is just to love and be loved in return
To be loved in return"
To be loved in return