Çöp kamyonunu takip ederek
bütün şehri dolaştı bir cumartesi gecesi. Öyle ya, başka nasıl bulabilirdi insan yolunu haritasız bir şehirde?
Gece insanlarını izledi. Kimileri sadece gece görünür, gündüz de
karşısına çıkardı kimileri. Yavaş adımlarla yürüse de çöp
kamyonuna yetişebiliyordu. Ayazdan eser yoktu. Kış yanaklarına dokunan enfes soğukta, çizmesinin bastığı yerin yumuşaklığındaydı.Gözlerini kapattığında yıllar öncesinde, bir dansın içinde buldu kendini. Artık çöp kamyonunu görmüyor, çöp almak ıçin durduğunda azalan,tekrar yola koyulduğunda artan motor sesini dinleyerek yol
alıyordu. Çöp torbalarını bir bir kamyona fırlatan gece işçileri onu görüyorlar
mıydı acaba? Her gece yapmalıydı bunu. Gözlerini kapatıp şehri dolaşmalıydı. Ellerini
uzattı,o tutu. Bir adım geri geldi, o da bir adım ileri, ona doğru. Sağa
kaykıldı, o da. Gözlerine baktı, gözlerine baktı. Birşeyler sordu sanki, sanki
cevap verdi. Şimdi değil o andı ama aynı zamanda dündü ve bugündü. Görünenle görünmeyen,
bilinenle bilinmeyen birbirine karıştı. Zaman ve mekan birbirinden ayrıldı. Dans ediyorlardı.
Binnaz Bulut
Haritasız Kentler
Ankara - 31 Mayıs 2015
/ / /
/ / /