Bizi birbirmize sıkıca bağlayan tek
şey bağlanma korkumuzdu. İkimiz de aşık olmaktan; buluşmadan hemen
önce delicesine heyecana kapılmaktan; birlikteyken dünya nüfüsünun iki
kişiden ibaret ve bunun gayet de yeterli olduğunu hissetmekten; en ufak temasla iҫimizin titremesinden; henüz hiҫ tanışmamışken
birbirimizi tam da olduğumuz gibi hayal etmiş olmanın verdiği tuhaf
sarhoşluktan nefret ediyorduk. Yanyana değilken, birlikte dillendirdiklerimizi, kaseti başa sarar gibi dinlemekten de. Bazı anlar
vardı, geҫmişte yeterince sevilmemiş olmanın yarattığı duygusal boşluğu, tam da dolduğunda
algıladığımız o anlar. Birbirimizi sevdiğimizi hissettiğimiz anlardı. O
boşlukla tekrar yüzleşme riskinin yüze, bine, on bine katlandığı o anlardan ölesiye
kaҫmak, hiҫbir zaman varolmadıklarını kabul etmek iҫin yanıp tutuştuğumuzda maalesef daha da yakınlaşırdık. İşte bu yüzden o gün sen gitmesen ben giderdim. Ben
gitmesem başka bir gün sen giderdin. Belki aynı anda giderdik günün birinde. Haritasız bir şehirde bile bize söz geҫiren tek şey bağlanma
korkumuzdu. Ne kadar korkuyorsak bağlanmaktan, o kadar bağlandık
birbirimize. Yapılabilecek tek şey günlerce, aylarca,
yıllarca ağlamaktı artık.
Binnaz Bulut
Haritasız Kentler
Binnaz Bulut
Haritasız Kentler
/ / /
Stuttgart
September 2015
photos taken by me