my drawing
"Les enfants du siècle. Avec Juliette Binoche et Benoît Magimel"
30/10/2001
İsmini şehirdeki birҫok yön tabelasında
gördüğüm bir park vardı, burası o park olmalıydı. Bu şehrin haritası olmadığı,
parkın girişinde ismi yazmadığı iҫin bilemiyordum. Park ıssızdı. Bu pazar günü,
üzerleri sararmış yapraklarla kaplanmış bahҫelerin arasında kıvrım kıvrım
uzanan camur yollardan geҫen bir tek ben vardım sanki. Yaprakların sarısı öylesine
canlı, soğuk hava öylesine aҫık ve güneşliydi ki baharın habercisinin yeşil
yaparaklar değil, onlar olduğuna inanacaktım adeta. Sonbahar da bir bahar değil
miydi… O halde yine bahar gelmişti, bu seneki baharların sonuncusu. Ağaҫ
gövdeleri kalın, yaparaklar sık sıktı dallarda. Kyoto’da gezdiğim bambu
ağaҫlarının gövdeleriyle tam bir tezatlık iҫindeydiler. Hayatımda bir bambu
ağacına ilk dokunuşumda yaşadığım şoku hala hatırlarım. Yeşil, incecik, upuzun
gövdeyi hafif bir kuvvetle biraz itsem, ağacın sallanacağını sanıp nasıl da
yanılmıştım. Ağacı yerinden kıpırdatmak şöyle dursun, az kalsın el bileğimi
burkuyordum. Bu kadar ince ve kırılgan bir varlığın böylesine yıkılmaz oluşuna
ilk kez tanık olmuştum.
Haritasız Kentler
Binnaz Bulut
///
///
Aucun commentaire:
Enregistrer un commentaire