Ordu – Perşembe – Çeşmeönü
Ağustos 2015
(photo by me)
(photo by me)
Ve
birkaҫ yıl sönra Louis Aragon, Nancy’yi anlatan bir metinde (Le Con d’Irène), “arzuladığı adamı suyun
bataklığa sızması gibi yavaşҫa ele
geҫiren” bu kadının dünyasına nasıl kapılıp sürüklendiğini şöyle anlatacaktır:
Kendini hiҫbir hazdan yoksun
bırakmaz. Başkalarını da sevmez. Başkalarını hiҫbir zaman sevmemiştir. Çocukluğundan
bu yana başkalarının ona düşman olduğuna inanmıştır. Onları, durdukları yerde
unutur bazen. (...) Ağır ve hırҫındır. Tepeden bakar. Annesi işine karıştığında
bakışları sertleşir. Erkekleri düşünür hep. Tüm zevkleri düşündüğü gibi.
Erkeklerin sertliğine ve güzelliğine karşı duyarlıdır. Kolay değildir,
gövdesini de örseletmez kolayca, ama iffetinden değil. Herkesle yattığı
söyleniyor. Doğru degil bu. Uzun süre arzusunun iz bıraktığı erkegi özler. Öyle ansızın vermez kendini, fantaziden hoşlanmaz. Arzuladığı adamı,
suyun bataklığa sızması gibi, yavaşҫa ele geҫirir.
Nedim Gürsel
Aşk Kırgınları
Aucun commentaire:
Enregistrer un commentaire